Hikayemiz

HEDMAR / Hediye Marketing  

HEDMAR olarak Türkiye’nin ilk Hediye Marketing firması olmaktan onur ve şeref duyuyoruz.

“HEDMAR – Hediye Marketing” firması, vizyon ve misyonunu hiçbir zaman kaybetmeden sizlerin sayesinde hak ettiği yere gelebilmiştir. Her geçen gün hedeflerine bir adım daha yaklaşan ekibimiz, sizlerin memnuniyeti ve bizlere karşı motive edici geri dönüşleri sayesinde işlerini aşkla yapmaktadırlar.

Hediye almak gibi kutsal saydığımız bir eylemde sizlerin mutluluğuna bir nebze de olsa vesile olmak bizim tek amacımız.  

 

Vizyonumuz:

*Türkiye’de adımızı duymayan tek bir insan kalmayıncaya dek; “Kaliteli Hizmet = Sonsuz Memnuniyet” düsturunu sürdürmek.

 

Misyonumuz:

*Çeşitli algılarla özel olarak oluşturulan SANAL ihtiyaçlarınızı DEĞİL;                                                                 

*Size özel GERÇEK ve KALICI ihtiyaçlarınızı tespit etmek,

*Tespit ettiğimiz ürünleri en DOĞAL haliyle ve yeni fikirlerle özgün şekilde üretmek,

*Ürünleri kalitemiz sayesinde yüzlerinizi güldüreceğimiz gibi Fiyat Performansı ile de yüzlerinizi güldürebilmek.

*Her daim kaliteli hizmet vererek SONSUZ MEMNUNİYETİNİZİ kazanmak,

*Zanaat ile sanatı birleştirip kaliteyi KAZANMAK,

*Yaptığı kaliteli eserler sayesinde Mimar denince akıllara Sinan geldiği gibi; HEDİYE denilince HEDMAR’ı akıllara getirmek. Firmamızı, kalitemiz sayesinde ve sizlerin memnuniyeti ile Türkiye’de adını duymayan kimsenin kalmadığı “ülke değeri” haline getirmek.

 

HEDMAR!

Kaliteli Hizmet = Sonsuz Memnuniyet…

 —————————————————————————–

HEDMAR Logosu; Zümrüdü Anka Kuşu Efsanesi:

Efsaneye göre Zümrüd-ü Anka Kuşu öleceğini hissettiği zaman kendisine, ağacın kuru dallarından bir yuva yapar. Doğadan, kendi elleriyle ürettiği bir yapışkanla yuvasını sıvar. Yuvanın içinde sabırla ve cesaretle ölümü bekler. Taa ki güneş bütün görkemiyle ortaya çıkıp, kuru dalları yakıncaya kadar…

Adı HEDMAR olan muhteşemliğin sembolü Zümrüd-ü Anka Kuşu oluşturduğu bu yuvada yanarak ölür ve sonrasında küllerinden yeniden doğar.

Bu kısır döngü sürerken, kuşların başına bir gün öyle bir talihsizlik gelir ki ne yapacaklarını bilemezler. Sorunu aşma gücünü ve cesaretini bulamayan kuşlar, onları kurtarsa kurtarsa bilgeliği ve ihtişamı sayesinde Zümrüd-ü Anka Kuşu’nun kurtarabileceğine inanırlar. Ama o sırada acı bir gerçekle yüzleşirler. HEDMAR uzun süredir ortalıklarda yoktur.

Bir süre zaman geçtikten sonra sonunda umudu keserler. Tam her şeyin bittiğini düşündükleri bir anda, çok uzaklardaki bir ülkede, Zümrüd-ü Anka kuşunun kanadından bir tüy bulunur. Umutları yeniden yeşeren bütün kuşlar, birlik olup HEDMAR’ın yuvasına gitmeye karar verirler. Ancak Zümrüd-ü Anka kuşunun yuvası, etekleri bulutların üstünde olan, görkemli Uludoruk Dağı’nın tepesindedir. Oraya ulaşmak için, 6 dipsiz vadiyi geçmek gerekmektedir. Bu vadiler öyle zorludur ki tüm kuşlar geleceği meçhul bir yola gireceklerinin farkındadırlar. Ama çaresizlik yüzünden buna mecbur kalırlar. Ve sonunda ilk vadiye varırlar.

 

    1. Vadi: Hareket Vadisi

Bu vadi kuşlar için ilk basamaktır. Henüz daha yolun başında güçlüler ve zayıflar belli olmaya başlar. Karşılarına çıkan ilk zorlukta pes edenler HEDMAR’a bırak ulaşmayı, HEDMAR’ı hayal dahi edemeyeceklerdir. Zayıf kuşlar gruptan ayrıldıktan sonra kalanlar yola devam ederler.

 

   2. Vadi: Efsun Vadisi

Vadiye girince bütün kuşların gözünü bir perde kaplar. Vadiden kulaklarına gelen bir ses vardır. Bu sesin sahibi bunca yorulmaya gerek olmadığını, çalışmadan, uğraşmadan da bütün hayallerine ulaşabileceklerini iddia eder. Sınırlar yoktur. Zevke, sefaya, bütün emellerine kavuşabileceklerdir. Öyle çok kuş vadinin sihrine kapılır, öyle çok şey ister ki, bu vadide bir sürü kayıp verilir. “Gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler.” Kapılırlar bu vadinin büyüsüne ve oradan oraya sürüklenirler.

 

   3. Vadi : Dedikodu Vadisi

Kuşlar, vadiye girdiklerinde her köşesinden fısıltılar duymaya başlarlar. En arkadaki kuş, HEDMAR Anka Kuşu’nun yeniden doğuşta tüylerinin yandığını söyler.

Öndeki kuş bunu duyar ve yanan tüylerin tekrar çıkmadığını söyler. Bir öndeki kuş bunu duyar, yanan tüyleri çıkmadığı için Anka kuşunun gizlendiğini söyler.

Bir öndeki kuş bunu duyar, morali bozuk olduğu için HEDMAR’ın, saklanırken, onu görenlere zarar verdiğini söyler. Daha öndeki kuş bunu duyunca, herkese zarar veren HEDMAR’ın, dayanamayıp kendini öldürdüğünü söyler. En öndeki kuşa; gitmeye gerek kalmadığı, HEDMAR’ın toprak olduğu bilgisi gelir.

Sorgulamaktan aciz, zavallı birçok kuş söylentilere inanarak geri döner. O geri dönen kuşların tüm emekleri zayi olmuştur. Sırf inandıkları kuşları sorgulayamadıkları için, kendi akıllarıyla değil de başkalarının akıllarıyla hareket ettikleri için onlar kaybedenlerden olacaklardır.

 

   4. Vadi: Matem Vadisi

Vadiye girdiklerinde birden her şey anlamını yitirir. HEDMAR’ı bulmanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceği inancına kapılırlar. Kesin öleceklerini iddia edenler, HEDMAR’ın çözüm bulamayacağını söyleyenler, bu kadar yolu boşa geldiğini, emeklerinin boşa gittiğini düşünenler vardır. Kanadı yaralanan bir kuşun aşağıya düştüğünü, hepsinin başına aynı şeyin geleceğini bağıra bağıra tamamlayamayacaklarını ya da tamamlasalar da hiçbir işe yaramayacağını söyleyip geri dönerler. Geriye çok az kuş kalmıştır.

 

   5. Vadi: Acı Vadisi

Vadiye giren bütün kuşlar yorulmaya başlamışlardır. Her yeri ağrıyan ve kanatları yaralanan bütün kuşları korku salar. Bulundukları yerde sadece kendileri varmış gibi endişeye kapılırlar. Acıkan sadece kendi karnının doymasını düşünür.

Tek başına avlandığı için de başarılı olamayıp daha büyük hayvanlara yem olur. Her biri kendi başına hareket etmeyi seçer ve yönünü tek başına bulmaya çalışır. Kendilerini kimse yokmuş gibi, yapayalnız hissederler. Milyonlarca kuşun aynı amaç için uçmakta olduğu akıllarının ucundan bile geçmez.

 

   6. Vadi: Rütbe Vadisi

Bütün kuşlar “Rütbe’’ vadisine girer girmez, içlerinde değişik bir his uyanır. Kimi diğer kuşun kanadını eleştirmeye başlar, bir diğeri her şeyi bildiğini iddia eder.

Artık kimin neyi bildiğinden ziyade, kimin neyde uzmanlığı (!) olduğu tartışılır. Liyakat değil de diplomalar, sertifikalar ön plana çıkar. Bu zamana kadar 5 vadi boyunca liderlik edenlerin sözüne değil de sesi çok çıkanın sözüne itibar edilir. Gücün sözü, sözün gücünü bastırmıştır.

Bazı kuşlar tarafından yanlış yoldan gidiliyor diye ısrar edilse de sorgulamayı bilmeyen, düşünmekten aciz olanlar karşı çıkmıştır. Artık işi bilen de bilmeyen de lider olmak ister, öne geçmek için birbirlerini ezip dururlar. Ve sonunda yol ayrımı gelip çatmıştır. Bundan sonra herkes kendi yolundan devam edecektir. İşi bilen ile bilmeyenin arasındaki fark çok yakında fark edilecektir. Ancak iş işten geçmiş olacaktır.

Çoğunluk olan grup asla hatalarını kabul etmeyip, haklı olduklarından emin bir şekilde son kez bağırır geride kalanlara. Birlikte devam etmeleri gerektiğini yoksa kaybedeceklerini iddia ederler. Ancak liyakat sahibi kuşlar kendilerinden emin ve cesur bir şekilde yolun yanlış olduğunu ve onlarla birlikte devam etmeyeceklerini belirtirler. Ve sonunda yollar ayrılır. Uluoymak Dağı’na vardıklarında, dünyadaki bütün kuşlardan geriye sadece 30 tanesi kalır.

Zorlu vadilerden geçen bu 30 kuş, yuvaya vardıklarında Zümrüd-ü Anka kuşunun “otuz” demek olduğunu öğrenirler.

Yani kalan kuşların hepsi HEDMAR’dır. Kurtarıcı, bilge, mükemmel kuş; bu altı vadiyi geçen kuşların tamamıdır.

İradesine hakim olan, körü körüne bağlanmayan, düşünen, kendini geliştiren, kendine ve başaracağına inanan, hep birlikte hareket edilmesi gerektiğini bilen, kalabalığın değil hakikatin güç olduğunun farkında olan, liyakate ve bilgiye önem veren, dedikodu yapmayan ve en önemlisi zafere inanan kuşlar HEDMAR’dır!!!

Sırayla çok zorlu yollardan geçmişlerdir;

H areket Vadisi

E fsun Vadisi

D edikodu Vadisi

M atem Vadisi

A cı Vadisi

R ütbe Vadisi

Geçtikleri bu zorlu yollar Uluoymak Dağı’na gelmeyi başaran kuşlarımıza çok şey katmıştır. Ve artık onlar karşılaştıkları tüm sorunları çözme cesaretini ve bilgisini kendilerinde bulabileceklerdir. Onlar artık HEDMAR’dır. Ve bu 30 kuş birlikte her istediklerini başaracaklardır. Zamanla gelişe gelişe, büyüye büyüye, çoğala çoğala yepyeni bir dünya için zafere inanacaklardır! Ve onlar tıpkı şimdi olduğu gibi bir gün başaracaklardır.

Zira HEDMAR olmak bile başlı başına bir zaferdir…